“Bir kere şuna tam anlamıyla kani olmamız gerek: Bugün tarihimizi yapanlar, bir zamanlar Yunan sanat eserlerini yaratmış olanlarla aynı insanlardır. Fakat bunu yaparken, şöyle bir görevimiz vardır: Onlar sanat ürünleri yaratırken, bugün bizler yalnızca lüks tüketim malları üretiyoruz; bu insanları bu denli kökten değiştiren şeyin ne olduğunu bulmalıyız.¹”
Richard Wagner, 1907
Değişen, gelişen, birleşerek globalleşen yaşam tarzları, tüketim tarzları ve çalışma tarzları değişse de, amaçlar ve süreçler bazı prensipler dahilinde değişmemektedir. En önemli gelişim ise, günümüz insanının üretim ve tüketim süreçleri ile olan ilişkisindeki değişimden kaynaklanmaktadır. Değişim sürecinde de toplum, değerini ve önceliklerini yeniden tariflerken kendi imajına göre bir dünya yaratmaktadır.
Bu doğrultuda hedefler; çağın ihtiyaçlarını öngörebilmek ve uygun çözümleri önerebilmek için yeni kavrama tarzları geliştirebilmek, böylece gelecek olan beklenmediklere hazırlıklı olunup, gelişmelere daha hızlı tepkiler vererek, daha net olmaktır.
Hızlı değişim içerisindeki dünya düzeninde, birtakım eğilimler sadece popüler kültürün etkileri altında doğarak, büyük kitleler üzerindeki kimi etkileri bir anda kaybolup daha gelişemeden ölürlerken, diğerleri bir devrim niteliğinde tüm hayat tarzlarında yarattığı dinamizmleri değiştirebilmektedirler.
19.yy sonlarında ABD’li yazar ve tarihçi Henry Brooks Adams dediği gibi “atomun parçalanması sonucunda, bilimin artık ortaya çıkan düzensizliği ve sürekli değişimi incelemek zorunda kalmıştır ”.2
“Sürekliliği sağlayan tek bağ değişimdir.”
Henry Brooks Adams
20.yy da dünyanın bilinen düzeni, gelenekler, yerleşik değerler, ekonomik, toplumsal, siyasal ve fiziksel yapılar parçalanmaya daha doğrusu yeniden yapılanmaya başlamıştır.
Bu yükselen toplumsal eğilimler, dünyanın farklı köşelerinden bir araya gelen insanların paylaşımları ve olaylara tepkileri, yapılabilecekler ve yapılanların paylaşım süreci içerisinde diğerlerinden sıyrılmaktadırlar.
21.yy ilk çeyreğinde aydın kesimin liderliğinde belirlenmeye başlayan eğilimler, artık global internet ağları, toplumun güncel havasını neredeyse eşzamanlı olarak yakalayabildiği için, paylaşım ağları üzerinde oluşan belgelerden yola çıkılarak meydana gelmektedirler. Çünkü çözümlenmesi ve tanımlanması güç kitleleri harekete geçirme yetisine sahip, tepeden tırnağa farklı “yeniçağ “ruhu kendini sürekli yeniden yorumlayarak hızla değişmekte, bu süreçte ortaya çıkan kalıcı etkiler, aynı zamanda toplumsal eğilimlerin çıkış noktasını oluşturmaktadırlar. Herkesin peşinde olduğu yeni fikirlerin ortaya çıktığı bu yaratıcı dünyanın platformları sayesinde, yeni bir dünya düzeninin başlangıçları da yakalanmış olunmaktadır.
¹ Arredamento Mimarlık, (2002), “Çağdaş Mimarlık Sorunları, Mimarlık ve Tüketim”, Çağdaş Mimarlık Dizisi 3, Boyut Yayınevi, İstanbul
2 The Art Millennium Yirminci Yüzyıl, Boyut Yayınları
0 yorum:
Yorum Gönder